Şu kısacık hayatta derim ki,
Ufak şeyleri dert etmeyin…
Erkenden kalkmaya alışın…
Hayatı olduğu gibi kabul edin…
Tenkit etme isteğinizi bastırın…
Bırakın ara sıra canınız sıkılsın…
Rastgele iyilikler yapmaya çalışın…
Yüreğinizi korkak büyütmeyin, umudu cebinizden eksik etmeyin…
Başkalarını suçlamayı artık bırakın…
Her şeye hâkim olmaya çalışmayın…
Her an bir şeyler öğrenmeye açık olun…
İnsanların gözlerine bakın ve gülümseyin…
Bırakın, çoğu zaman başkaları haklı olsun…
Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın…
Her gün biraz vaktinizi, minnettarlık için harcayın…
Hizmeti, hayatın değişmez bir parçası hâline getirin…
Sevgi kapasitenizi geliştirip hayatınızı sevgi ile doldurun…
Gerçeği olduğu gibi kabul edin, çünkü hayat
adil değildir…
Güzel şeyler düşünün, güzel şeyler gelsin başınıza.
Unutmayın ki, Marcus Aurelius’un dediği gibi;
“Düşünceleriniz ne ise hayatınız da odur. Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz.
Yorgunsun, dinlenemiyorsun…
Kırgınsın, kırıklarını toplayamıyorsun…
Hayallerin var kuramıyorsun.
Yalnızsın, kimsenin yanına gidemiyorsun.
En acısı da çekip gitsen, arkanda bıraktığın kırgınlıkları unutamıyorsun..!
Ne kadar yaşarsak yaşayalım.
Gerçekleşmemiş hayallerimiz,
Yarım kalan umutlarımız,
Tamamlanmayan cümlelerimiz olacak…
Emek, çaba bir yere kadar.
Bazı şeylerde nasip, kısmetin olacak…!
YAZAN. HASAN SAĞLAM