Allah’ın sıfatlarından biri olan “Rabb” kelimesi terbiye eden manasına gelir. Allah (c.c.) bizi yoktan var eden ve terbiye edendir. Bunu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Beni rabbim terbiye etti, ne de güzel terbiye etti. Kıyamet günü mizanda güzel ahlaktan daha ağır gelecek bir şey yoktur. Allah, edebe aykırı ve kötü konuşan kimseleri sevmez.” (Tirmizi, Edep, 62) Buyurmuştur.
“Çocuğu veya ekini besleyip büyütmek, geliştirmek” diye bilinen terbiye, “bir şeyi en mükemmel derecesine ulaşıncaya kadar adım adım inşa etmek” veya “bir şeyi derece derece geliştirerek kemaline ulaştırmak” diye açıklanır. Terbiye, insanın bedenî, zihnî, ahlâkî gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlamayı ifade eden bir terimdir.
Kur’an’da terbiye kelimesini karşılayacak kelimeler “arzın kabararak bitkilerin büyümesine elverişli hale gelmesi” “mal artışı” “bereketlendirme” “çoğalma, fazlalık”, “himaye etmek, büyütmek”, “güçlü, şiddetli” “yükselme, kabarma” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Hadislerde de “arttırmak, çoğaltmak” “öğrenim çağındakileri terbiye eden kişi” şeklinde benzer kullanımlar görülür.
İslâm dini, insan terbiyesine son derece önem vermiştir. Dinimizde, Kur’an ve sünnet ölçüleri içinde terbiye edilen, ona göre yetiştirilen ve o çerçevede hareket eden insan, manevi olarak meleklerden daha üstün olan bir makama yükselmiş kabul edilir. Tam tersi, İslâm terbiyesinden mahrum olan, şeytana, nefsine, şehevi duygularına ve maddi menfaatine göre hareket edenler de, Kur’an deyimiyle hayvanlardan daha aşağı olan bir dereceye düşmüş olurlar. Bütün peygamberler, insanları eğitmek, terbiye etmek için gönderilmişlerdir. En güzel örnek de onlar olmuşlardır. Her Müslüman da önce kendini sonra evladını bu ölçüyle yetiştirmeli, Kur’an-ı Kerim’i, iman esaslarını, ibadetleri, haram ve helalleri öğretmeli, insanlar arası ilişkilerde saygılı ve sevgili olmayı öğütlemelidir. Bu tevhit inancıdır. Tevhit inancı insanları doğruya ve güzele götürür. İslam’ın hedefi de insanları iyi ve faydalı olan şeylerle eğitip terbiye etmektir. İslâm’da terbiyenin amacı inançlı, erdemli ve verimli insan yetiştirmektir.
Terbiye denince ilk önce çocuklar akla gelir. Eğitim ve terbiye genellikle onları ilgilendirir. Yüce Allah, inanan insanları bu hususta uyarmış, “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” (Tahrîm; 6) buyurarak önce kendini, sonra aile fertlerini kötü işlerden ve kötü şeylerden koruma ve iyi şeyleri işleme hususunda eğitmelerini emretmiştir. Kur’an’ın canlı uygulayıcısı Hz. Peygamber Efendimiz de çocuk terbiyesi üzerinde önemle durmuş, “Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan (güzel terbiyeden) daha üstün bir miras bırakamaz” (Tirmizi, Birr, 33) buyurmuştur. Ve yine “Bir adamın çocuğunu eğitip terbiye etmesi maddi (içerikli) sadakalar dağıtmasından daha hayırlıdır” buyurarak terbiyenin en büyük hayır olduğunu bildirmiş, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan mesulsünüz” diyerek, her anne-babanın çocuğunu eğitip terbiye etmesine işaret etmiştir.
Terbiyeye son derece önem veren İslam dini, koyduğu terbiye kurallarına uygun hareket eden insanlara dünya ve ahirette huzur ve saadeti müjdelemektedir.
Ey rabbimiz! Bize göz nuru olacak eşler ve çocuklar bahşet; bizi Sana karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler için örnek ve öncü yap!
Kâmil Çakır